Plakalı ısı eşanjörleri (PHE – Plate Heat Exchangers), kompakt yapıları, yüksek ısı transfer verimlilikleri ve esnek tasarımları sayesinde birçok endüstriyel uygulamada yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, su gibi düşük viskoziteli akışkanlar için optimize edilmiş standart tasarımlar, reçine, bal, çikolata, polimer çözeltileri, ağır yağlar veya çamur gibi yüksek viskoziteli akışkanlarla çalışırken ciddi performans sorunlarına yol açabilir. Bu tür akışkanların ısıtılması veya soğutulması gerektiğinde, plakalı eşanjör tasarımı özel dikkat ve mühendislik yaklaşımı gerektirir.
Bu yazıda, yüksek viskoziteli akışkanlar için plakalı eşanjör tasarımının temel prensiplerini, karşılaşılan zorlukları ve bu zorlukların üstesinden gelmek için kullanılan özel çözümleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Hedefimiz, proses mühendisleri, tasarım mühendisleri ve ilgili teknik personelin bu özel uygulamalar için doğru eşanjör seçimi ve tasarımı yapmalarına yardımcı olmaktır.
Viskozite, bir akışkanın akmaya karşı gösterdiği iç direnç olarak tanımlanır. Moleküller arası çekim kuvvetleri ve moleküler yapı, bir akışkanın viskozitesini belirler. Yüksek viskoziteli akışkanlar, düşük viskoziteli akışkanlara göre daha “kalın” veya “ağdalı”dır ve akışa karşı daha fazla direnç gösterirler.
Plakalı eşanjör performansına viskozitenin temel etkileri şunlardır:
Akış Rejimi ve Türbülans: Plakalı eşanjörlerin yüksek verimliliği, genellikle plaka üzerindeki oluklu (corrugated) yapının sağladığı yüksek türbülans sayesinde elde edilir. Türbülans, akışkanın plaka yüzeyi ile daha iyi karışmasını ve ısı transferini artırır. Ancak, yüksek viskoziteli akışkanlar düşük Reynolds sayılarında akmaya eğilimlidir. Bu durum, akışın laminer veya geçiş bölgesinde kalmasına neden olabilir. Laminer akışta, akışkan katmanları birbirine karışmadan paralel hareket eder, bu da ısı transferini önemli ölçüde azaltır.
Basınç Kaybı: Viskozite arttıkça, akışkanın plaka kanalları boyunca hareket etmesi için gereken pompalama gücü (yani basınç kaybı) önemli ölçüde artar. Standart plaka tasarımları, yüksek viskoziteli akışkanlarda kabul edilemez derecede yüksek basınç kayıplarına yol açabilir. Bu durum, hem enerji maliyetlerini artırır hem de mevcut pompa kapasitesini aşabilir.
Isı Transfer Katsayısı: Genel ısı transfer katsayısı (U değeri), eşanjörün termal performansını belirler. Bu katsayı, her iki akışkan tarafındaki film ısı transfer katsayılarına (h) ve plaka malzemesinin ısıl direncine bağlıdır. Yüksek viskozite, akışkanın plaka yüzeyindeki sınır tabakasını kalınlaştırır ve türbülansı azaltarak film ısı transfer katsayısını (h) düşürür. Bu da genel ısı transfer katsayısını (U) ve dolayısıyla eşanjörün verimliliğini azaltır.
Kirlenme (Fouling) Eğilimi: Bazı yüksek viskoziteli akışkanlar, özellikle ısıtıldıklarında veya soğutulduklarında plaka yüzeylerinde daha kolay birikme ve kirlenme eğilimi gösterebilir. Düşük akış hızları ve laminer akış, bu durumu daha da kötüleştirebilir.
Standart plakalı eşanjörlerde kullanılan dar aralıklı ve keskin oluklu (genellikle chevron desenli) plakalar, düşük viskoziteli akışkanlarda yüksek türbülans yaratmak için tasarlanmıştır. Ancak bu geometri, yüksek viskoziteli akışkanlarda aşırı basınç kaybına ve düşük performansa neden olur. Bu nedenle, üreticiler yüksek viskoziteli uygulamalar için özel plaka tasarımları geliştirmişlerdir:
Geniş Aralıklı (Wide-Gap / Wide Stream) Plakalar: Bu plakalarda, iki plaka arasındaki mesafe standart plakalara göre daha geniştir (örneğin, 5 mm yerine 8-12 mm veya daha fazla). Bu geniş kanal, akış kesit alanını artırarak belirli bir debi için akış hızını düşürür. Daha düşük hız, basınç kaybını önemli ölçüde azaltır. Ayrıca, akışkan içinde partikül veya lif bulunması durumunda tıkanma riskini de azaltır.
Serbest Akış (Free-Flow) Plakalar: Bu tasarımda, plaka yüzeyleri arasında daha az temas noktası bulunur ve oluklar daha pürüzsüz ve geniştir. Bu, özellikle lifli veya katı partiküller içeren viskoz akışkanlar (örneğin, selüloz hamuru, atık çamurlar, bazı gıda ürünleri) için idealdir. Akış yolu daha az engelleyici olduğu için basınç kaybı minimize edilir ve tıkanma riski en aza indirilir.
Daha Yumuşak Oluk Açıları: Standart plakalarda genellikle keskin (yüksek theta) ve daha yumuşak (düşük theta) açılı oluklara sahip plakalar karıştırılarak termal performans ve basınç kaybı dengelenir. Yüksek viskoziteli akışkanlar için genellikle daha yumuşak açılı (düşük theta) plakalar tercih edilir. Bu plakalar daha düşük türbülans yaratsa da, basınç kaybını önemli ölçüde düşürürler. Tasarımcı, kabul edilebilir basınç kaybı dahilinde gerekli ısı transferini sağlamak için plaka sayısı ve tipini optimize eder.
Çukurlu (Dimpled) Plakalar: Bazı tasarımlarda, geleneksel chevron deseni yerine çukurlu yüzeyler kullanılır. Bu yapı da viskoz akışkanlar için daha düşük basınç kaybı sunabilir.
Bu özel geometriler, basınç kaybını azaltmayı hedeflerken, ısı transfer verimliliğinden bir miktar ödün verebilir. Tasarımcı, bu iki faktör arasında optimum dengeyi kurmalıdır.
Yüksek viskoziteli akışkanlar için PHE tasarımında en kritik adım, debi, izin verilen basınç kaybı ve hedeflenen ısı transferi arasındaki dengeyi kurmaktır.
Debi: Gerekli ısı yükünü karşılamak için gereken debi belirlenmelidir. Ancak debiyi artırmak, viskoz akışkanlarda basınç kaybını üssel olarak artırabilir (özellikle laminer akışta basınç kaybı debi ile doğru orantılı, türbülanslı akışta ise debinin karesiyle orantılıdır, ancak viskoz akışkanlar genellikle laminer veya geçiş rejimindedir).
Basınç Kaybı: Sistemdeki pompaların kapasitesi ve prosesin izin verdiği maksimum basınç kaybı, tasarımın önemli bir kısıtlamasıdır. Tasarımcı, seçilen plaka tipi, plaka sayısı ve kanal geometrisi ile bu sınırlar içinde kalmalıdır. Geniş aralıklı veya serbest akışlı plakalar, basınç kaybını kontrol altında tutmak için sıklıkla kullanılır.
Isı Transfer Katsayısı (U): Viskozite arttıkça, viskoz akışkan tarafındaki film katsayısı (h) genellikle ısı transferini sınırlayan faktör haline gelir. Tasarımcı, plaka geometrisini ve akış düzenlemesini (örneğin, geçiş sayısını) ayarlayarak mümkün olan en yüksek U değerini elde etmeye çalışır. Bazen, viskoz akışkan tarafında daha yüksek hızlar yaratmak (ve dolayısıyla h’yi artırmak) için daha fazla sayıda ancak daha kısa geçişli bir düzenleme tercih edilebilir, ancak bu basınç kaybını artıracaktır. Optimizasyon, genellikle özel eşanjör boyutlandırma yazılımları kullanılarak yapılır. Bu yazılımlar, akışkan özelliklerine (özellikle viskozitenin sıcaklığa bağlı değişimine) ve plaka geometrisine dayalı karmaşık hesaplamalar yapar.
Optimum bir tasarım için aşağıdaki faktörler dikkatle değerlendirilmelidir:
Plaka Aralığı (Plate Gap): Yukarıda belirtildiği gibi, viskozite arttıkça ve/veya akışkan katı partiküller içeriyorsa, daha geniş plaka aralıkları (Wide-Gap, Free-Flow) tercih edilmelidir. Bu, basınç kaybını düşürür ve tıkanma riskini azaltır.
Akış Yönü (Flow Direction): Genellikle, maksimum termal verimlilik için zıt yönlü (counter-current) akış tercih edilir. Ancak, çok yüksek viskoziteli akışkanların giriş/çıkış dağılımını iyileştirmek veya sıcaklığa çok duyarlı akışkanlarda aşırı ısınma/soğumayı önlemek için bazen paralel (co-current) akış veya özel akış düzenlemeleri (örneğin, çok geçişli konfigürasyonlar) düşünülebilir. Tek geçişli (single-pass) tasarımlar genellikle daha düşük basınç kaybı sunar ve viskoz uygulamalar için sıklıkla tercih edilir.
Malzeme Seçimi:
Plakalar: Genellikle paslanmaz çelik (AISI 304, AISI 316L) kullanılır. Ancak akışkanın korozifliği, sıcaklık ve basınç koşullarına bağlı olarak titanyum, Hastelloy gibi daha dirençli malzemeler gerekebilir. Gıda uygulamaları için gıda sınıfı paslanmaz çelik zorunludur.
Contalar (Gaskets): Contalar, plakalar arasında sızdırmazlığı sağlar ve akışkanları yönlendirir. Malzeme seçimi, akışkanın kimyasal uyumluluğuna ve çalışma sıcaklığına bağlıdır. Yaygın conta malzemeleri NBR (Nitril), EPDM ve FKM/Viton’dur. Her birinin farklı sıcaklık limitleri ve kimyasal direnç profilleri vardır. Yüksek viskoziteli akışkanlar bazen yüksek sıcaklıklarda işlendiğinden, doğru conta seçimi kritik öneme sahiptir.
Yüksek viskoziteli akışkanlar için özel olarak tasarlanmış plakalı eşanjörler, birçok farklı endüstride kritik rol oynar:
Gıda Sanayi: Bal, glikoz şurubu, çikolata, krema, soslar, ketçap, mayonez, marmelat, bitkisel ve hayvansal yağların ısıtılması, soğutulması veya pastörizasyonu. Özellikle çikolata temperleme gibi hassas sıcaklık kontrolü gerektiren proseslerde kullanılırlar.
Kimya Sanayi: Polimer çözeltileri, reçineler, yapıştırıcılar, boyalar, vernikler, ağır yağlar, gliserin gibi viskoz kimyasalların işlenmesi.
Petrol ve Gaz: Ham petrol, ağır fuel oil gibi viskoz hidrokarbonların ısıtılması veya soğutulması.
Kağıt ve Selüloz: Selüloz hamuru, siyah likör gibi lifli ve viskoz akışkanların ısı transferi.
Atık Su Arıtma: Aktif çamur veya diğer arıtma çamurlarının ısıtılması veya soğutulması (genellikle serbest akışlı plakalarla).
Kişisel Bakım Ürünleri: Losyonlar, kremler, şampuanlar gibi viskoz formülasyonların üretimi.
Başarılı bir tasarım için en önemli adımlardan biri, eşanjör üreticisine doğru ve eksiksiz bilgi sağlamaktır.
Akışkan Özellikleri: Sadece “bal” veya “reçine” demek yeterli değildir. Akışkanın viskozitesinin sıcaklığa bağlı değişimi kritik öneme sahiptir. Viskozite-sıcaklık eğrisi, mümkünse farklı kesme hızlarındaki (shear rate) davranışını gösteren reolojik veriler (Newtonian olmayan akışkanlar için), yoğunluk, özgül ısı ve termal iletkenlik gibi fiziksel özellikler doğru boyutlandırma için mutlaka sağlanmalıdır.
Proses Koşulları: İstenen giriş/çıkış sıcaklıkları, debi, izin verilen maksimum basınç kaybı, çalışma basıncı ve kirlenme faktörü gibi operasyonel parametreler net olarak belirtilmelidir.
Üretici Yazılımları ve Deneyimi: Plakalı eşanjör üreticileri, farklı plaka tipleri ve akışkanlar için kapsamlı verilere ve özel boyutlandırma yazılımlarına sahiptir. Bu yazılımlar, verilen bilgilere dayanarak optimum eşanjör konfigürasyonunu (plaka tipi, sayısı, geçiş düzenlemesi) belirler.
Erken Aşama İşbirliği: Projenin erken aşamalarında üretici firmaların teknik ekipleriyle iletişime geçmek, olası tasarım zorluklarını öngörmek ve en uygun çözümü bulmak açısından faydalıdır. Üreticiler, benzer uygulamalardaki deneyimlerine dayanarak değerli önerilerde bulunabilirler.
Örnek Senaryo: Bir gıda üreticisi, yüksek viskoziteli (%70 katı madde içeren) bir meyve püresini 90°C’den 30°C’ye soğutmak istiyor. İzin verilen basınç kaybı düşük ve pürenin lifli yapısı tıkanma riski taşıyor. Bu durumda, üretici muhtemelen geniş aralıklı (wide-gap) veya serbest akışlı (free-flow) plakaları, tek geçişli bir konfigürasyonda ve uygun sayıda plaka ile önerecektir. Malzeme olarak gıda sınıfı paslanmaz çelik (316L) ve EPDM contalar kullanılacaktır. Boyutlandırma, pürenin viskozite-sıcaklık verilerine göre yapılacaktır.
Sonuç olarak, yüksek viskoziteli akışkanlar için plakalı eşanjör tasarımı, standart uygulamalara göre daha fazla dikkat ve uzmanlık gerektirir. Viskozitenin akış rejimi, basınç kaybı ve ısı transferi üzerindeki etkilerini anlamak, doğru plaka geometrisini seçmek ve operasyonel parametreleri dikkatlice optimize etmek kritik öneme sahiptir. Akışkan özelliklerinin doğru bir şekilde tanımlanması ve eşanjör üreticisi ile yakın işbirliği, bu zorlu uygulamalarda bile verimli ve güvenilir ısı transferi çözümlerinin geliştirilmesini sağlar. Doğru tasarlanmış bir plakalı eşanjör, yüksek viskoziteli akışkanların işlendiği proseslerde enerji verimliliğini artırabilir, işletme maliyetlerini düşürebilir ve ürün kalitesini koruyabilir.